top of page

EĞİTİMSEL AÇLIK SORUNSALI

Eğitim nedir? Neden insanlık tarihinin başlangıcından beri farklı biçimlerde, farklı kültürlerde ve farklı insanlar üzerinde uygulanması planlanan, uygulanmış olan ve halen uygulanmaya devam edilen bir eğitim sistemi vardır? Neden eğitime ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz? Çünkü; Eğitim, insanın bugünü ve geleceği ile ilgili önceden belirlenmiş amaçlar doğrultusunda uyum ve üretkenliğinin artırılmasına yönelik düşünce ve davranışlarını şekillendirme, iyileştirme, geliştirme çabasıdır. Eğitim ile kazanılan bilgi, beceri ve tutum insanın birey olma ve ait olma farkındalığını artırır, kişiliğini geliştirir. Aynı zamanda kişinin kendine ve topluma karşı saygısını artırmasında büyük rol oynar. Peki bu her toplum tarafından öneminin kabul edildiği eğitimin en iyi olduğu ülke neresi, hangi ülkeler eğitime daha çok önem veriyor, hangileri tamamen birey odaklı doğrucu bir sisteme dayanıyor? Gelin sizlerle ufak bir dünya turuna çıkalım ve bu ülkelerden kendi ülkemize ne tür bilgiler aşırabiliriz bir bakalım;

1. Şimdi kemerlerinizi sıkıca bağlayın çünkü ilk durağımız eğitimde Dünya üzerinde bir numara olan Finlandiya.

“Nasıl olur da Baltık Denizi kıyısında bir Kuzey Avrupa ülkesi olan Finlandiya bizden daha iyi bir eğitim sistemine sahip olabilir? ”dediğinizi duyar gibiyim, fakat az sonra yazdıklarımı okuyunca bu düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmek isteyeceğinize eminim. Önceleri Finlandiya 'nın eğitim sistemi de bizimkiler gibi pek iç açıcı bir durumda değildi. Fakat, Finlandiya bizlerin aksine bu durumdan hiç hoşnut da değildi ve değişme konusunda kararlıydı. Bu yüzden ülke birçok yeni fikir uygulama kararı aldı, ve tahmin edeceğiniz üzere kısa bir sürede bu alanda Dünya 'nın zirvesine tırmandı, hatta öğrencileri bir numaraya yükseldi. Peki birçoğumuzun adını yeni duyduğu 5,518 milyon nüfusa sahip olan bu ufak ülke, nasıl oldu da bu kadar kısa bir sürede eğitimin zirvesine tırmanabildi? Sizler için konuyu detaylı bir şekilde araştırdım, ve bu sonuçlara ulaştım...

Bu ülkede ;

• Öğrencilere ev ödevi verilmiyor. (Çünkü, öğrencilerin hayatın tadını çıkartabilmeleri için daha fazla zamana ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre ev ödevi artık modası geçmiş bir kavram. Bu şekilde öğrencilerin okul dışında yapacakları birçok etkinlik için vakitleri oluyor, örneğin birbirleriyle veya aileleriyle vakit geçirip, spor yapıp, birçok sosyal faaliyete katılabiliyorlar).

• Haftada sadece 20 saat okula gidiyorlar ve bu saatlere teneffüs ve beslenme saatleri de dahil. Hatta Batı ülkelerinde en az ders saatine ve ders yılına sahip olan ülke Finlandiya 'dır. (Onların düşüncelerine göre beynin arada sırada dinlenmesi gerek, çünkü eğer durmadan çalışırsanız beyniniz bir noktadan sonra öğrenmeyi bırakır ve bunu devam ettirmenin size herhangi bir faydası olmaz).

• Öğrenciler ortalama 5-6 dil dersi görmekte.

• Finlandiya 'da çoktan seçmeli sınav yok. (Böylece öğrenciler kendilerine sorulan sorunun cevabını gerçekten öğrenmek durumunda kalıyorlar, bu da onların eğitimi için çok faydalı bir yöntem. Öğrencilere sosyal etkinlikler yaptırıyorlar ki beyinlerini mümkün olduğunca iyi kullanabilsinler. Bunun için de çocukların yemek pişirmeleri, şarkı söylemeleri, sanatsal faaliyetler yapmaları, doğada yürüyüşe çıkmaları gerektiğini düşünüyorlar. Aslında kısacası öğrencilerin okulda ve okul dışında iyi vakit geçirmelerini istiyorlar çünkü çocuk olmalarına izin verilen çok az bir zamanları var. Ayrıca onlara göre bizler de standart testlere dayalı eğitim sistemini en kısa zamanda bırakmalıyız, çünkü öğrencilere sadece sınavlarda başarılı olmayı öğrettiğimizi ve bunun aslında öğrenciye hiçbir şey öğretmemek anlamına geldiğini düşünüyorlar. Oradaki eğitimcilere göre okul mutluluğu bulduğun ve seni mutlu edecek şeyi bulmanın yolunu öğrendiğin yerdir. Umarım en kısa zamanda bizim de bütün eğitimcilerimizin bu şekilde düşünmesini sağlayacak donanımlı ve faydalı bir eğitim sistemimiz olur).

• Oturduğunuz mahalledeki okul en iyi okuldur. (Çünkü Finlandiya 'da tüm okullar eşittir).

• Finlandiya 'da özel eğitim veren herhangi bir okul yok. Burada okul kurup ücret talep etmek yasa dışı. ( Bu da demek oluyor ki herkes okulunu bitirip meslek sahibi olana dek aynı şartlar altında aynı eğitimi görüyor).

Birçok ülkede eğitime ticaret gözüyle bakılıyor. Bu gibi ülkeler için okul demek para getiren şirket demek. Fakat Finlandiya 'da her şeyin başı öğrenciler, örneğin okul bahçesinde ufak bir değişiklik yapılacağı zaman bile mimarlar öğrencilerle görüştürülüyor ve onların fikirlerinden yola çıkılarak düzenlemeler yapılıyor. Onlara kendi kararlarını verebilmeyi ve öğrendiklerine eleştirel yaklaşmayı, onlara mutlu olmanın başkalarına ve kendilerine saygı duymayla başladığını öğretme çabasındalar. Öğrencilerin oyun oynamak, arkadaşlarıyla sosyalleşmek ve insan gibi yaşamak için ne zaman fırsatları olacak? Çünkü okulun dışında koskoca bir hayat var. Kısacası bu ülkede öğrencilere diğer ülkelere nazaran birer yetişkin gözüyle bakılıyor ve o şekilde muamele görüyorlar çünkü onlar her şeyden önce birer bireyler. Finlandiya 'nın eğitim sistemi de bunun üzerine inşa edilmiş denebilir.

2. Eğitim sisteminin en iyisinden bahsettik şimdi de gelin bakalım Dünya genelinde yapılan bir araştırmaya göre 66,99 milyonluk nüfusuyla hangi Avrupa ülkesi okullarda sağlıklı beslenme konusunda 1 numara. Aslında cevap birçoğumuzun en çok görmek istediği ülkeler listesinde başlarda olan Fransa, evet yanlış duymadınız özellikle son yıllarda adından romantizmin ülkesi olarak bahsedilen Fransa okullarındaki sağlıklı beslenmeye verilen önemle dünya genelinde en üst sırada. Peki nasıl oldu da bu konuyla adlarını zirveye taşıyabildiler biraz ondan bahsedelim…


Fransa 'da okullarda, okulun aşçısı ayda bir kez belediye, okul yönetimi ve bir diyetisyen ile günlük menüyü gözden geçirmek için bir araya geliyor. Ve belediye bu konunun özellikle üstünde duruyor, çünkü çocukların zamanla dengeli beslenmenin tam olarak ne anlama geldiğini ve yediklerine dikkat etmelerini öğrenmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Ayrıca Fransa 'da öğle yemeği karnınızı hızla doldurmanız gereken birkaç dakikadan ibaret değil, beslenmeyi bir ders olarak görüyorlar. Tam bir saat boyunca medeni sağlıklı bir şekilde beslenmeyi öğreniyorlar, aynı zamanda birbirlerine servis yaparak nezaket göstermeyi de öğrenmiş oluyorlar. Ve evet bol bol su tüketiyorlar. Hijyen kurallarına uymayan ortamlarda hazırlanmış ve içlerinde herhangi bir besin değeri bulunmayan sağlıksız ve tatsız yemekler için uzun kuyruklarda da beklemiyorlar. Görevliler yemekleri onlara servis ediyorlar ve bu her okul için geçerli. Örneğin patates kızartması gibi sağlığa zararlı yiyecekleri yılda en fazla 2 defa tüketmelerine izin veriliyor. Üstelik bu bahsettiğim okullar zengin muhitlerde bulunan özel okullar değil, tam tersine Fransa 'nın en fakir mahallelerine bulunan devlet okulları. Kulağa pek inanılır gibi gelmediğinin farkındayım keza ilk öğrendiğimde ben de aynı şekilde düşünmüştüm, bu yüzden ben de sizler için bu okullardan birinin menüsünün bir kopyasını edindim…

• Dereotu soslu morina fileto.

• Rezene ve dana güveç.

• Musakka

• Karamelli, sütlü tatlılardan biri yahut meyve.

• Her gün bir çeşit peynir.

İnsan inanmakta güçlük çekiyor, halkına ücretsiz sağlık hizmeti sunan, hatta kreş hizmetini bile neredeyse ücretsiz sunan bu ülke aynı zamanda okul yemeklerinin de nasıl krallara layık ve sağlıklı olabileceğini bizlere gösteriyor.

Ayrıca Fransa 'da ilgimizi çeken tek şey bunlarla sınırlı değil. Okullarda gençlere cinsellikle ilgili eğitimler verip onları ilerisi için hazırlıyorlar. Gençlerin bu konuda bilinçlenmesinin önemine inanıyorlar ve cinsel eğitimin çok gerekli olduğunu düşünüyorlar. İnanılmaz değil mi? Aslında gelecekte sağlıklı ve bilinçli bir nesil görmek istiyorsak Fransa 'nın bu fikirleriyle hiç te inanılmaz değil.

3. Sıradaki ülkemiz bir çok ülkeye nazaran eğitimde doğruculuğu konu alan ve öğrencilerine geçmişte olduğu gibi bir duvar örmek yerine geçmişteki hatalarını kabullenip bundan ders çıkarmaları gerektiğini aşılayan 83,02 milyon nüfusuyla Almanya.

Sizler “nasıl yani geçmişte yaptıkları soykırımlarla bilinen bir zamanların en katı ülkelerinden biri olan bu ülke mi bizden daha doğrucu bir eğitim sistemine sahip “ demeden ben size konuyu özetliyeyim. Almanya 'nın mezhebi genişliğini bir kenara bırakacak olursak, orada gençlere atalarının yaptıkları öğretiliyor fakat bizimkinden daha farklı bir bakış açısı ver gerçeklikle. Yaşananları örtbas etmiyorlar, hiç olmamış gibi davranmıyorlar. “Ben doğmadan önce oldu bunlar.” “Benimle ne ilgisi var?” “Ben kimseye zarar vermedim” demiyorlar. Onlar unutmak yerine geçmişte yaşananları telafi etmeleri, ve asla unutmamaları gerektiğini böylece geçmişten ders aldıklarını düşünüyorlar. Hatta öyle ki yerel sanatçılar ülkenin dört bir yanına 1930 'lara ait Yahudi 'lere yasak tabelaları asarak bu düşünceyi destekleyip hiç unutulmaması için çabalıyorlar. Bugünün jenerasyonuna Almanya'nın sadece Bethoven ve Bach tan ibaret olmadığını, aynı zamanda soykırım ve günahla da ilişkili olduğunu hatırlatmak için ellerinden geleni yapmışlar. Aslında onların öğretmek istediği temel şey karanlık yanınızı kabullenir ve düzeltmeye çalışırsanız çok daha iyi bir toplum olunabileceği gerçeği ve kimsenin ırkı, dini, ten rengi gibi farklılıklarını gözetmeksizin herkese saygı gösterilebileceği fikridir.

4. Gelin sizi şimdi de son Ülkemiz olup 2,081 milyonluk nüfusuyla çoğunlukla Slovakya ile karıştırılan hatta o kadar ki ülkeye gönderilmek istenen postaların bile Slovakya 'ya gönderilmesi gibi birtakım problemleri olan fakat borcu olmayan öğrencilerin yaşadığı Slovenya 'ya götüreyim. Slovenya üniversiteye gitmenin ücretsiz olduğu onlarca ülkeden biri aslında, fakat ufak bir farkları var diğer ülkelerden. Buradaki üniversiteler ücretsiz olduğu gibi eğitim sistemleri de birçok ülke ile mukayese edilemeyecek kadar iyi bir düzeyde. Ayrıca isteyen her öğrenci hangi ülkeden olurlarsa olsun Slovenya 'da ücretsiz eğitim görme hakkına sahip. Çünkü burada eğitim bir kamu yararı olarak görülüyor ve ülkenin gelişmesine büyük katkıları olacağı düşünüldüğünden çok önemseniyor. Ne kadar güzel bir sistemleri ve düşünce tarzları var diye düşünmeden edemiyor insan. Üniversiteleri ücretsiz yapma ve 20 'li yaşlardaki gençleri borçları yüzünden hapse göndermeme fikri sizce de hayal gibi değil mi?


Evet geldik turumuzun sonuna, aslına bakacak olursak bu sistemlerin hepsinin temeli birer birey olma düşüncesi. Bence eğer onlar bütün bunları yapabiliyorlarsa bizler neden yapamayalım ki?. Sonuçta bütün bu sistemleri uygulamak hiç te imkânsız değil. Her neyse, şimdi ben bu fikirleri gelecekte çok daha iyi bir neslin yetişmesini temenni edip, katkıda bulunmak için aşırıp buralara kadar getirdim. Uygulanmasını talep etmek ve bu talepleri göz önünde bulundurarak uygulamak sizden.


Michael Moore 'in " Where To Invade Next" adlı belgeselinden yararlanılmıştır.


Tuba Nur Takıl



11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

All we need to develop is culture

Benzersiz ve ilgi çekici bilgilerle dolu olan kişisel projem Genel Kültür Mantarı platformuna hoş geldiniz. Sitemde size sunduklarıma göz atın. Bakarsınız Genel Kültür Mantarı sizin için de bir tutku

Yazı: Blog2_Post
bottom of page